Sosyal güvenlik sisteminde yıl sonu yaklaşırken, borçlanma yoluyla hizmet kazanımı yapmak isteyen yüz binlerce kişi için kritik bir döneme girildi. Çalışma yaşamına geç başlayanlar, belli dönemlerde ara vermek zorunda kalanlar ya da kanunda belirtilen sürelerin prim karşılığında hizmet olarak eklenmesini talep edenler için 31 Aralık 2025 tarihi, maliyet açısından belirleyici bir eşik halini aldı.
Mevcut yasal düzenleme uyarınca SGK’ya yapılan askerlik, doktora, staj, aylıksız izin veya diğer borçlanma işlemlerinde, prime esas kazanç tutarı asgari ücret ile bunun 7,5 katı arasından seçiliyor ve yüzde 32 oranında prim ödenerek işlem tamamlanıyordu. Ancak Meclis’te bu hafta görüşülmeye başlanacak olan yeni teklif, özellikle doğum borçlanması dışındaki tüm hizmet borçlanmalarını kökten etkileyecek. Prim oranının 1 Ocak 2026’dan itibaren yüzde 45’e çıkarılması planlanırken, aynı tarihte yürürlüğe girecek asgari ücret artışı da toplam maliyeti katlayacak.
Yıl Sonu Eşiği Neden Kritik Hale Geldi?
Teklif yasalaştığında, 31 Aralık 2025 gecesine kadar başvurusunu yapanlar, mevcut yüzde 32’lik oran üzerinden işlem görecekler. SGK her başvuruyu başvuru tarihine göre değerlendiriyor ve ödeme tutarını tebliğ ettikten sonra bir aylık süre tanıyor. Bu nedenle yıl bitmeden başvuru yapanların, ödemeyi ocak ayında gerçekleştirse dahi eski oranlardan faydalanması mümkün olacak. Mevcut koşullarda asgari ücret üzerinden 1 günlük borçlanma bedeli 277,39 TL olarak hesaplanıyor. Aynı borçlanma 1 Ocak 2026 itibarıyla yüzde 45 oranı üzerinden en az 390,08 TL’ye çıkacak. Bu tutar asgari ücretteki artışa bağlı olarak daha da yükselecek.
Teklif özellikle askerlik borçlanmalarında büyük fark yaratıyor. Örneğin askerlik süresinin tamamı olan 18 ayı borçlanmak isteyen biri, başvurusunu yıl bitmeden yaparsa 149.792 TL ödeyecek. Başvuruyu 2026’da yapanlar ise asgari ücret hiç artmasa bile 210.644 TL primle karşılaşacak. Asgari ücrete yüzde 25 zam gelmesi durumunda ise bu tutar 263.305 TL’ye çıkacak.
Hangi Borçlanmalar Çifte Artıştan Etkilenecek?
Yeni düzenleme, yalnızca doğum borçlanmasını kapsam dışında bırakıyor. Kadın çalışanların her çocukta iki yıla kadar yapabildiği bu borçlanmada prim oranı yine yüzde 32 olarak devam edecek. Ancak doğum borçlanması için 2026’da yapılacak başvurularda, yalnızca asgari ücret artışının getirdiği ek maliyet hissedilecek. Buna karşın askerlik borçlanması başta olmak üzere birçok hizmet borçlanmasında hem oran artışı hem de asgari ücret güncellemesi nedeniyle çift yönlü maliyet artışı yaşanacak.
Bu kapsamda; yedek subay ve astsubay okulunda geçen süreler, doktora veya tıpta uzmanlık eğitimlerinde sigortasız geçirilen dönemler, avukatlık stajındaki süreler, gözaltı veya tutuklulukta beraat edenlerin dışarıda kalan günleri, grev ve lokavt dönemleri, hekimlerin fahri asistanlıkları, seçim nedeniyle görevinden ayrılıp seçilemeyenlerin açıkta geçirdiği dönemler ile kısmi süreli çalışanların eksik günleri yeni prim oranından doğrudan etkilenecek.
Teklif kabul edilip yürürlüğe girdiğinde, borçlanma başvurularını yıl bitmeden tamamlayanların 2026 sonrasında oluşacak maliyet farklarından korunacağı netleşmiş durumda. Bu nedenle yıl sonuna kadar yapılacak başvurular, birçok kişi için maliyet açısından belirleyici nitelik taşıyor.















