ABD’nin Nevada–Oregon sınırında uzanan McDermitt kalderasında yürütülen kapsamlı jeolojik çalışmalar, modern enerji teknolojilerinin merkezinde yer alan lityumun geleceğini kökten etkileyebilecek bir tabloyu ortaya çıkardı. Bilim insanlarının derin katmanlarda tespit ettiği dev rezervin değerinin yaklaşık 1,5 trilyon dolara ulaşabileceği belirtilirken, söz konusu keşif ABD’nin küresel lityum tedarik zincirindeki rolünü tamamen değiştirebilecek potansiyele sahip görülüyor.
Daily Galaxy tarafından aktarılan verilere göre kaldera, milyonlarca yıl önce çöken bir süper yanardağın izlerini taşıyor ve bu volkanik yapının altında ortaya çıkarılan lityum, yoğunluğu ve saflığı açısından dünya genelindeki en büyük jeolojik oluşumlarla yarışabilecek seviyede bulunuyor. Araştırmaların yayınlandığı Minerals dergisi, McDermitt sahasının yalnızca ABD için değil, küresel ölçek için de kritik önemde olduğunu vurguluyor.
Dev Rezervin Stratejik Etkisi
Uzmanların yaptığı teknik değerlendirmelerde, McDermitt kalderasında bulunan lityum yataklarının Güney Amerika’daki dev tuz düzlüklerine ve Çin’deki üretim sahalarına rakip olabilecek büyüklükte olduğu ifade ediliyor. Elektrikli araçlardan batarya depolama sistemlerine kadar pek çok sektörün temel girdisi olan lityuma artan talep, bu rezervi daha da stratejik bir noktaya taşımış durumda.
Bilim insanları, söz konusu rezervlerin sürdürülebilir bir modelle işlenebilmesi halinde ABD’nin enerji dönüşüm sürecinin önemli ölçüde hızlanabileceğini ve tedarik zincirindeki bağımlılıklarını azaltabileceğini belirtiyor.
Ancak madencilik faaliyetlerine yönelik tartışmalar büyüyor. McDermitt çevresi, bölgedeki Kızılderili toplulukları tarafından kutsal kabul edilen kültürel miras alanlarını barındırıyor. Bu nedenle lityum çıkarma süreçlerinin başlaması, yerel halkın itirazlarını beraberinde getirdi.
Kabile temsilcileri, maden işletmelerinin kültürel hafızada geri dönüşsüz bir yara açabileceğini dile getiriyor. Öte yandan çevre bilimciler, çamurtaşı içinde sıkışmış lityumun çıkarılması için uygulanması gereken yöntemlerin agresif kimyasal işlemleri içerdiğine dikkat çekiyor.
Çevresel Endişeler, Jeolojik Riskler
Jeologlar, McDermitt sahasındaki lityumun yüzeye çıkarılması için asit yıkama ve benzeri kimyasal tekniklerin kullanılmasının doğal dokuda kalıcı tahribatlara yol açabileceğini belirtiyor. Jeolog Sammy Castonguay, 16 milyon yıllık bir yapının geri dönüşü olmayan kararlarla karşı karşıya bırakıldığını ifade ederek işlemin uzun vadeli etkilerinin hâlâ belirsiz olduğunu kaydetti. Bölgesel yetkililer ise sürecin ancak tam sorumluluk bilinciyle ve toplumla faydanın paylaşılmasıyla ilerletilebileceğini vurguluyor.
Dünya genelindeki değerli maden araştırmalarının arttığı bilinirken, yakın dönemde Türkiye’de Sivas bölgesinde tespit edilen 14,9 milyon tonluk cevher örneği de küresel madencilik hareketliliğinin diğer bir göstergesi olarak dikkat çekmişti. McDermitt kalderası ise bu keşiflerin arasında en yüksek ekonomik potansiyele sahip jeolojik oluşumlardan biri olarak kayıtlara geçmiş durumda.















