İstanbul’da yılın ilk 10 ayına ilişkin satış verileri, kentte konut edinme eğilimlerinin köklü biçimde değiştiğini ortaya koydu. Şehir genelinde yükselen yaşam masrafları ve kiraların 30–40 bin lira bandına tırmanması, vatandaşın ev sahibi olma motivasyonunu bütünüyle dönüştürdü.
Artık konut, yatırım amaçlı alınan bir değer değil; yükselen kira yükünden kaçmak isteyen ailelerin zorunlu bir barınma çözümü olarak öne çıkıyor. Finansman maliyetleri tarihi zirvelerde seyretse de, çok sayıda başvuru sahibi banka kredileriyle ev alarak yüksek kira ödemelerini sonlandırmayı hedefliyor. Bu tablo, İstanbul’un konut piyasasında hem talep yönlü bir sıkışmayı hem de dengelerin yeni baştan kurulmakta olduğunu gösteriyor.
Esenyurt Neden İstanbul’un Satış Lideri Oldu?
Kentin satış haritasında öne çıkan ilçe, bu yıl da liderliği kimseye bırakmayan Esenyurt oldu. İlk 10 ayda 26 binin üzerinde satışa ulaşarak İstanbul’da gerçekleşen her 10 konut işleminden birinin adresi haline gelen ilçe, özellikle bütçe dostu alternatif arayanların merkezi konumuna yerleşti.
Uzmanlara göre Esenyurt’un tercih edilmesinin üç temel sebebi bulunuyor:
Birincisi, diğer ilçelere kıyasla daha erişilebilir fiyatların sunulması. İkincisi, bölgede yoğunlukla yeni binaların yer alması ve buna bağlı olarak daha güncel teknik standartların devreye girmesi. Üçüncüsü ise zemin özelliklerine yönelik olumlu algı. Bu bileşenler birleştiğinde, Esenyurt hem kiradan kaçmak isteyen ailelerin hem de krediyle ev alma niyetindeki vatandaşların ilk durağına dönüşüyor.
Esenyurt’un ardından Başakşehir, Pendik ve Bahçelievler sıralamaya girerken, İstanbul’un en yüksek metrekare fiyatına sahip ilçesi olan Kadıköy de satış adetlerinde ilk 10 içerisindeki varlığını korumayı sürdürüyor. Böylece hem uygun fiyatlı hem de yüksek segment ilçelerin aynı tabloda yer alması, şehrin konut talebinin çok katmanlı yapısını gözler önüne seriyor.
Fiyatlarda Sessizlik Kısa Sürecek mi?
Piyasa analizlerinde dikkat çeken bir diğer unsur, fiyat hareketliliği. Merkez Bankası kayıtlarına göre, son dönemde konut fiyatları enflasyondan arındırıldığında yaklaşık yüzde 1 civarında reel bir gerileme gösterdi. Ancak sektör temsilcileri bu sakin görünümün kalıcı olmadığını belirtiyor.
Uzman değerlendirmelerine göre önümüzdeki yıl için öngörülen tablo oldukça net: Konut fiyatlarında nominal bazda yüzde 40’a yaklaşan artışlar yaşanabileceği ifade ediliyor. Bu tahmin, kredi maliyetlerinin yüksekliğine rağmen ev sahibi olmak isteyenlerin koşullarının yakın dönemde daha da ağırlaşabileceği anlamına geliyor.
Veriler, İstanbul’da konut talebinin yoğun şekilde devam ettiğini ve özellikle kiralardan kaçış motivasyonunun satın alma kararlarında belirleyici rol oynadığını gösteriyor. Esenyurt’un sürdürülen liderliği ise yeni yapı stoğu, ekonomik erişilebilirlik ve bölgeye duyulan güvenin bir arada şekillendirdiği bir tabloyu işaret ediyor.
İstanbul’un konut rotası, bu yılın verileriyle birlikte yeniden çizilmiş durumda. Satın alma davranışlarının değişmesi, fiyat dengelerinin kırılganlaşması ve ilçeler arasındaki talep farklılıkları, konut piyasasında yeni bir dönemin başladığını gösteriyor.















