Küresel piyasalarda belirsizlikler artarken, merkez bankalarının altına yönelik talebi son aylarda dikkat çekici şekilde hızlandı. Ekonomik risklerin çeşitlenmesi, jeopolitik gerilimlerin geniş bir coğrafyaya yayılması ve büyük ekonomilerde para politikası yönünün yeniden tartışmaya açılması, rezervlerin kompozisyonunda güvenli liman olarak altının ağırlığını artırıyor.
Uluslararası rezerv istatistiklerine göre eylülde gerçekleştirilen altın alımları, ağustos ayının üç katını aşarak son yılların en hızlı artışlarından birine işaret etti. Bu güçlü talep, değerli metalin fiyat hareketlerinde de belirleyici bir rol oynuyor. ABD’li yatırım bankası Goldman Sachs’ın son değerlendirmesi ise piyasalarda yeni bir tartışma başlattı. Banka, altının ons fiyatının 2026 sonunda 4 bin 900 dolara ulaşabileceği tahminini paylaşarak küresel yatırımcıların dikkatini yeniden bu alana yönlendirdi.
Altın Fiyatlarında Dalgalanma
Değerli metal, Ekim ayında 4 bin 400 dolar seviyelerinde tarihi zirvelerini gördükten sonra, kasım itibarıyla 4 bin doların altını test eden dalgalı bir seyir izledi. Bir ay içinde yüzde 7’yi aşan düşüş, yatırımcıların “düzeltme” ihtimalini yeniden sorgulamasına yol açtı.
Altın, 3 bin 900 ile 4 bin 205 dolar arasında sıkışan bir bantta işlem görürken, 17 Kasım kapanışında 4 bin 54 dolar seviyesinde dengelendi. Düşüşe rağmen dip seviyelerde alımların yoğunlaşması, uzun vadeli yatırımcıların pozisyonlarını koruduğunu gösteriyor. Ancak analistler, kısa vadeli dalgalanmaların sürebileceğini, fiyat yönünü belirleyecek asıl unsurun ise para politikasındaki kırılganlıklar olduğunu belirtiyor.
Goldman Sachs’ın değerlendirmesine göre, 2025’te altının hızlı yükselişinin arkasındaki en güçlü etken, tahvil getirilerindeki gerileme ve dolar endeksindeki zayıflama oldu. Banka, 2026 için yaptığı yeni projeksiyonda, altın fiyatlarının jeopolitik risklerle birlikte daha güçlü bir zemine oturduğunu vurguluyor. Altın fiyatlarının son beş yıldaki performansı incelendiğinde; 2025’te yüzde 53,9, 2024’te yüzde 27,2 gibi çarpıcı getiriler dikkat çekiyor. 2022 ve 2021’de hafif negatif seyreden yılların ardından gelen bu artış eğilimi, uzun vadeli görünümde yükseliş beklentilerini destekliyor.
ABD Ekonomisinde Derinleşen Sinyaller
Altın piyasalarını etkileyen en önemli başlıklardan biri, ABD ekonomisine yönelik karmaşık makro sinyaller. Resmi verilere göre iş gücü piyasası 2024’e kıyasla daha az istihdam yaratırken, işsizlik oranı son dört yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
Ağustos ayında işsizlik yüzde 4,3 olarak açıklandı; bu oran temmuzdaki 3,4 seviyesinin belirgin şekilde üzerinde. Challenger, Gray & Christmas tarafından yayımlanan verilere göre, yılın ilk 10 ayında açıklanan işten çıkarmalar 1,1 milyon düzeyine çıkarak bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 44 arttı.
Enflasyon cephesinde ise tablo benzer derecede baskı oluşturuyor. İthal maliyetlerin artmasına neden olan yeni tarifeler, fiyat seviyelerini yukarı taşırken, para politikasında sıkılaştırma alanını daraltıyor. Uzmanlar, Fed’in faiz politikasına ilişkin kararsız yapının altın fiyatları üzerinde yukarı yönlü baskı yaratmaya devam ettiğini belirtiyor. Yatırım kuruluşlarına göre, belirsizliklerin devam etmesi durumunda merkez bankalarının altın alımlarını artırması ve bireysel yatırımcıların güvenli liman talebinin yükselmesi muhtemel görünüyor.
Uluslararası piyasalarda beklentiler büyürken, Goldman Sachs’ın 4 bin 900 dolarlık tahmini, değerli metalin önümüzdeki dönemde küresel portföylerde çok daha kritik bir rol üstleneceğini işaret ediyor.















