Akdeniz’in kıyılarını, antik medeniyetlerin izlerini ve Anadolu’nun binlerce yıllık mirasını tek bir hatta birleştiren Likya Yolu, dünya turizminin en prestijli listelerinden birinde zirveye yükseldi. İngiltere merkezli Time Out dergisinin her yıl yayımladığı “Dünyanın En Güzel Yürüyüş Rotaları” sıralamasında birinci seçilen bu eşsiz parkur, yalnızca Türkiye’nin değil, küresel ölçekte doğa ve tarih tutkunlarının da gözünü çevirdiği bir güzergâh oldu. Fethiye’den Antalya’ya kadar uzanan yüzlerce kilometrelik patika, barındırdığı arkeolojik miras, sarp kayalıkların arasından açılan panoramik manzaralar ve kıyı boyunca uzanan benzersiz doğasıyla yıllardır bilinen değerini şimdi uluslararası arenada da tescillemiş durumda. Ziyaretçi profili her yıl daha fazla çeşitlenen Likya Yolu, farklı ülkelerden profesyonel yürüyüşçülerin yanı sıra macera arayan amatörlerin de vazgeçilmez rotası hâline geldi.
Likya Yolu’nu Dünya Lideri Yapan Eşsiz Özellikler
Yaklaşık 540 kilometrelik toplam uzunluğa sahip olan Likya Yolu, Fethiye’nin tarihi dokusundan başlayarak Antalya’nın Konyaaltı kıyılarına kadar kesintisiz bir yürüyüş deneyimi sunuyor. Antik Likya Federasyonu’nun kalıntıları, dağ köylerinin özgün mimarisi, çam ormanları ve masmavi koylarıyla birleşen bu parkur, Avrupa’daki pek çok yürüyüş yolunun aksine hem tarih hem doğa açısından çok katmanlı bir yapı barındırıyor. Patara, Xanthos, Olympos, Faralya, Kayaköy ve Kabak Koyu gibi duraklar, hem arkeolojik önemi hem de doğal atmosferi nedeniyle yürüyüşçülerin en çok ilgi gösterdiği noktalar arasında öne çıkıyor.
Time Out dergisinin değerlendirmesinde Likya Yolu’nun diğer rotalara kıyasla çok daha yoğun kültürel bir mirasa sahip olduğu, coğrafi çeşitliliğinin benzersiz bir deneyim sunduğu ve yürüyüşü her kilometrede farklı bir hikâyeye dönüştürdüğü vurgulandı. Uzmanlara göre parkurun hem sahil hattında hem yüksek rakımlı bölgelerde ilerlemesi, ziyaretçilere aynı rota üzerinde farklı iklim ve manzara geçişleri yaşatması açısından son derece özel bir konumda bulunduğunu gösteriyor.
Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca, yürüyüş rotasının uluslararası alanda birinci sıraya yerleşmesinin bölge turizmine stratejik katkı sağlayacağını ifade ederek, doğal mirasın korunmasına yönelik çalışmaların tüm paydaşlarla beraber sürdürüldüğünü belirtti. Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Osman Çıralı ise Listenin açıklanmasıyla birlikte bölgedeki hareketliliğin daha da artacağını ve sürdürülebilir turizmin güçleneceğini dile getirdi.
Rotanın Geçtiği Bölgeler ve Uygun Yürüyüş Dönemleri
Türkiye’nin en bilinen uzun mesafe yürüyüş yolu olan Likya Yolu, Akdeniz kıyıları boyunca ilerleyen zorlu fakat benzersiz bir doğa güzergâhı olarak kabul ediliyor. Fethiye’den başlayan rota, Antik Likya uygarlığının kalıntılarını takip ederek Faralya’dan Kalkan’a, oradan Kaş ve Demre üzerinden Olimpos’a uzanıyor. Tarihî kentler, kayalık patikalar, ormanlarla çevrili geçitler ve turkuaz koylarla birleşen bu yolculuk, yürüyüşçüleri her gün bambaşka bir coğrafyayla karşı karşıya bırakıyor.
Uzmanlar, parkurun tamamı için en elverişli yürüyüş dönemi olarak sonbahar aylarını öne çıkarıyor. Eylül-Kasım arasında bölgede hava sıcaklıklarının ideal seviyeye düşmesi, hem uzun etapların daha konforlu tamamlanmasını sağlıyor hem de yaz turizminin yoğunluğunun azalmasıyla parkurun daha sakin kullanılmasına imkân veriyor. Bunun yanı sıra, sonbahar döneminde yapılan yürüyüşlerin sürdürülebilir turizme destek sunduğu, bölge ekonomisinin yıl geneline yayılmasına katkı sağladığı belirtiliyor.
Likya Yolu’nun Time Out listesinde zirveye yerleşmesi, sadece bir güzergâhın öne çıkması anlamına gelmiyor. Bu başarı, Türkiye’nin doğal ve kültürel mirasının uluslararası arenada yükselen değerinin güçlü bir göstergesi olarak görülüyor. Yürüyüş rotasının sahip olduğu çeşitlilik, yıllardır sevilen bu parkuru bundan sonra çok daha geniş kitlelerin gündemine taşıyacak bir gelişme olarak kayda geçmiş durumda.















