Mutfaklarda neredeyse her tarifin vazgeçilmez malzemesi olan tereyağının nasıl saklanması gerektiği, son günlerde uzmanların yeniden gündeme taşıdığı önemli konular arasında yer alıyor. Türkiye’de pek çok evde yıllardır değişmeyen alışkanlık, tereyağını doğrudan buzdolabında muhafaza etmek yönünde olsa da, gıda ve atık yönetimi alanında çalışan uzmanlar bu tercihinin sanılandan çok daha büyük sakıncalar barındırdığını ifade ediyor. Yalnızca kullanım kolaylığı açısından değil, gıda israfının önlenmesi ve tereyağının doğal yapısının korunması açısından da alışkanlıkların gözden geçirilmesi gerektiği belirtiliyor.
Wheeldon Brothers bünyesindeki uzman ekip, tuzlu tereyağının kapalı bir kap içerisinde, doğrudan güneş ışığı almayan bir noktada saklandığı takdirde oda sıcaklığında iki haftayı aşan süre boyunca tazeliğini koruyabileceğini bildiriyor. Yapılan açıklamalarda, tereyağı yumuşadığında veya dışarıda kaldığında bozulduğu düşüncesiyle çöpe atılmasının, yıllık gıda kaybını artıran önemli etkenlerden biri olduğu vurgulanıyor.
Tereyağının oda sıcaklığında muhafaza edilmesi gerektiği fikri ilk bakışta şaşırtıcı görünse de, uzmanlar süt ürünleri arasında yer almasına rağmen tereyağının bakteri oluşumuna elverişli bir ortam yaratmadığını hatırlatıyor. Nem oranının düşük olması, protein ve karbonhidrat içeriğinin minimal düzeyde bulunması, bu dayanıklılığın temel sebepleri arasında gösteriliyor. Ancak her koşulda güvenli saklamanın anahtarının kapalı bir tereyağı kabı tercih etmek olduğu belirtiliyor.
Uzmanlara göre yalnızca orijinal kağıt ambalajına güvenerek tezgâh üzerinde bırakmak, istenmeyen bakteri oluşumuna fırsat verebiliyor. Benzer şekilde sıcak noktalarda, özellikle fırın yakınlarında saklanması da bozulmayı hızlandıran faktörlerden biri olarak görülüyor.
Oda Sıcaklığında Saklama
Gıda uzmanlarına göre oda sıcaklığında saklanan tereyağının en önemli avantajı, kullanıma hazır kıvamı her an koruması. Buzdolabında muhafaza edilen tereyağı zamanla sertleştiği için kesilmesi zorlaşıyor, bu da çoğu kişinin ihtiyacından fazla miktar alarak israfa yol açmasına sebep oluyor. Tezgâhta bekletilen sert tereyağı ise kısa sürede eriyip yüzeyinde yağ-su ayrışmaları oluşturabiliyor. Oysa uygun bir kapta oda sıcaklığında bekleyen tereyağı, dokusunu değiştirmeden kullanılabilirliğini koruyor. Bu sayede hem ölçülü kullanım sağlanıyor hem de yemek hazırlık aşamaları daha pratik hâle geliyor.
Uzmanlar ayrıca tuzlu tereyağının dayanıklılık konusunda öne çıktığını belirtiyor. Tuzun doğal bir koruyucu işlevi görmesi nedeniyle tuzlu tereyağı, oda sıcaklığında çok daha stabil kalabiliyor. Buna rağmen, ürünün güneş alan noktadan uzak tutulması ve serin sayılabilecek bir tezgâh üzerinde saklanması gerektiği özellikle vurgulanıyor.
Buzdolabında Saklamanın Görünmeyen Etkileri
Tereyağını soğukta saklamayı tercih edenler için uzmanlar önemli bir detaya dikkat çekiyor: Tereyağının buzdolabındaki diğer yiyeceklerin kokusunu hızla çekebilmesi. Bu durum, ürünün tadını ve aromasını değiştirebildiği gibi, yemeklerde beklenmeyen tat farklılıklarına yol açabiliyor. Ayrıca uzun süreli soğutma, tereyağının kristalleşmesine ve dokusunun bozulmasına neden olabiliyor. Yapısal değişimler yalnızca lezzeti değil, ürünün homojenliğini de olumsuz etkiliyor. Buzdolabında saklanan tereyağının bu nedenlerle zamanla kalitesini kaybettiği, dondurucuda saklamanın ise yalnızca uzun süre stok yapmak isteyenler için mantıklı bir seçenek olduğu ifade ediliyor.
Uzmanlar, mutfakta yapılacak küçük değişikliklerin hem gıda kalitesini hem de israf oranlarını gözle görülür şekilde etkileyebileceğini belirtiyor. Tereyağının doğru koşullarda saklanması, hem kullanım esnasında kolaylık sağlıyor hem de gereksiz gıda kaybının önüne geçerek ekonomiye katkı sunuyor.















