Yerkabuğunun kilometrelerce altında gerçekleşen sismik süreçler, uzun yıllardır deprem biliminin en karmaşık konuları arasında yer alıyor. Son yapılan kapsamlı bir laboratuvar çalışması, derin faylardaki davranışlara ilişkin şimdiye kadarki en dikkat çekici bulgulardan birini sundu.
Kaliforniya Üniversitesi, Davis tarafından yürütülen araştırma, derin sismik fayların bir yavaş kayma olayının ardından beklenenden çok daha hızlı bir şekilde güç kazanabildiğini ortaya koydu. Araştırmacılar, minerallerin yüksek basınç ve sıcaklık altında saniyeler içinde yeniden birleşebildiğini, fayın adeta “hızlı kuruyan bir yapıştırıcı” etkisiyle onarılabildiğini belirledi. Science Advances dergisinde yayımlanan bu çalışma, deprem mekanizmalarının anlaşılması açısından yeni bir dönemi işaret ediyor.
Derin Faylar Nasıl Kendini Onarıyor?
Araştırmayı yürüten ekip, sismik davranışın en kritik bileşenlerinden biri olan kuvars tanelerinin yüksek basınç altında nasıl tepki verdiğini anlamak için özel bir deneysel düzenek geliştirdi. Toz haline getirilmiş kuvars örnekleri gümüş silindirler içerisine yerleştirildi, ardından bu örnekler 500 santigrat derece sıcaklık ve 1 gigapascal basınca maruz bırakıldı. Bu koşullar, derin fay zonlarında görülen ekstrem ortamı birebir taklit ediyor.
Deneyden çıkan örneklerde ses dalgalarının iletim hızını ölçen araştırmacılar, mineral tanelerinin basınç altında birbirine kaynaklandığını gözlemledi. Elektron mikroskobu analizlerinde, yeniden birleşen tanelerin kısa sürede önemli ölçüde dayanım kazandığı ortaya kondu. Bu süreç deprem sonrası fayın kayganlaşmasını engelleyen, aksine hızla güçlendiren bir etki yaratıyor. Araştırmacılar, söz konusu oluşumun yavaş kayma olaylarının neden kısa süreler içinde yeniden ortaya çıktığını açıklayabileceğine işaret ediyor.
Cascadia Bölgesindeki Kayıtlar Derin Faylarda Hızlı Yüklenmeyi İşaret Ediyor
Ekip, bulgularını test etmek amacıyla Pasifik Kuzeybatısı’ndaki Cascadia Dalma Bölgesi’nde yıllardır kaydedilen sismik verileri inceledi. Juan de Fuca levhasının Kuzey Amerika levhası altına girdiği bu bölge, tekrarlayan yavaş kayma olaylarıyla biliniyor. Verilere göre bazı fay segmentleri yalnızca saatler veya birkaç gün içinde yeniden yükleniyor ve kayma davranışını tekrar edebiliyor.
Araştırmacılar, Dünya’nın gelgit etkilerinin dahi faydaki bu hızlı yüklenmenin anlaşılmasında önemli bir veri sunduğunu belirtti. Güneş ve Ay’ın kütle çekimiyle kabuktaki mikroskobik gerilim değişimleri, derin fayın ne kadar hızlı güç kazanabildiğini gösteren doğal göstergelerden biri olarak değerlendirildi.
Bu yeni araştırma, depremlerin nasıl tetiklendiğine dair mevcut modellerde ihmal edilen “kohezyon” kavramının yeniden ele alınmasını sağlıyor. Fayların mikroskobik ölçekte kendi kendini tamir etme hızı, makroskobik ölçekte büyük depremlerin hazırlık süreçlerinin yeniden değerlendirilmesini zorunlu kılıyor.















