Türkiye’de çalışma hayatında uzun yıllardır süren “ücretin bir bölümü bankaya, bir bölümü elden” uygulaması, yüz binlerce çalışanın geleceğini doğrudan etkileyen en büyük sorunlardan biri hâline geldi.
Çalışanın bordrosunda düşük gösterilen gelir, yalnızca günlük yaşamda değil, emeklilik döneminde de büyük kayıplara yol açıyor. Emeklilik sonrası alınacak aylığın hesaplanmasında prim gün sayısı kadar kazanç tutarı da etkili olduğu için, eksik bildirilen her ödeme ilerleyen yıllarda geri dönülmesi mümkün olmayan bir gelir kapanına dönüşüyor.
Sosyal güvenlik uzmanı Özgür Erdursun, hem çalışanları hem işverenleri ilgilendiren bu kritik tabloyu rakamlarla ortaya koyarken, sürecin çözüm yollarına ilişkin somut önerilerini de paylaşıyor.
Gerçek Ücret Bildirilmezse Emeklilik Geliri Çöküyor
Erdursun’un dikkat çektiği en önemli noktalardan biri, düşük prim bildiriminin emekli aylığını neredeyse yarı yarıya düşürdüğü gerçeği. Elden ödeme alan bir çalışanın SGK’ya yalnızca asgari ücret üzerinden bildirilmesi, uzun vadede ciddi bir gelir kaybı yaratıyor. Uzmanlara göre bu süreç sadece bireyleri değil, sosyal güvenlik sisteminin genel dengesini de olumsuz etkiliyor.
Çalışanların bu durumda başvurabileceği önemli bir hukuki yol ise Hizmet Tespit Davası. Elden ödeme yapıldığını kanıtlayan tanık beyanları, banka hareketleri, yazışmalar ve benzeri belgeler, çalışanın gerçek ücretinin tespiti için güçlü deliller oluşturuyor. Dava kazanıldığında eksik primler işverenden talep ediliyor, emekli aylığı yeniden hesaplanıyor ve geçmiş dönem farkları çalışana ödeniyor.
Bu tabloya ek olarak SGK’nın son dönemde denetimleri sıklaştırdığı biliniyor. Asgari ücret üzerinden uzun süreli bildirim yapan işletmeler artık riskli kategoride değerlendiriliyor. Denetmenler işyerlerindeki görev tanımlarından emsal ücret araştırmalarına kadar geniş kapsamlı incelemeler yaparak elden ödeme yöntemlerini tespit edebiliyor.
İşverenler İçin Büyük Risk: Cezalar ve Geriye Dönük Borçlar
Hukuki ve mali sonuçların ağır olması nedeniyle uzmanlar işverenlere de önemli uyarılarda bulunuyor. Tüm ücretlerin kayıt altına alınması, bordroların doğru düzenlenmesi ve primlerin gerçek tutar üzerinden yatırılması, hem cezai yaptırımlardan kurtulmak hem de ileride doğacak davalarda güvenli bir zemin oluşturmak açısından zorunlu kabul ediliyor.
Mevzuata aykırı kayıtlar, idari para cezalarının yanı sıra geriye dönük SGK borçlarıyla birlikte büyük maliyetlere neden olabiliyor. Uzmanlara göre bu durum, işletmeler için yalnızca bir muhasebe eksikliği değil, stratejik bir risk olarak değerlendirilmesi gereken bir sorun.
Çalışanlar açısından ise yol haritası daha net. Elden ödeme aldıklarına dair tüm belgeleri saklamak, kendi pozisyonlarına ilişkin emsal ücret araştırması yapmak ve gerekirse uzman desteği alarak maaşlarının doğru hesaplanıp hesaplanmadığını kontrol ettirmek, gelecekteki emeklilik gelirinin korunması açısından hayati önem taşıyor.
Sosyal güvenlik alanındaki teknik detayların giderek daha karmaşık hâle geldiğini belirten uzmanlar, hem çalışanların hem de işverenlerin profesyonel rehberlik almalarının artık kaçınılmaz olduğunu vurguluyor. Mevzuata uygun hareket edilmesi, ileride yaşanabilecek hak kayıplarının önüne geçmenin en güçlü yolu olarak gösteriliyor.
kaynak : sözcü















