Türkiye’de tarım ürünleri arasında son yıllarda en hızlı yükseliş gösteren ve üreticisine kısa sürede yüksek kazanç sağlayan meyvelerden biri gilaburu oldu. Bilimsel adı Viburnum opulus olan bu bitki, özellikle Orta Anadolu’nun sert iklimine karşı olağanüstü uyumu sayesinde tarım sektöründe adını her geçen gün daha fazla duyuruyor. Sulama istemeyen yapısı, düşük bakım ihtiyacı ve eksi 30 dereceye varan soğuklara karşı dayanıklılığı, geleneksel ürünlerden uzaklaşıp alternatif arayan üreticiler için önemli bir çıkış noktası yarattı.
Türkiye’de küçük aile bahçelerinden büyük ölçekte üretim yapan çiftliklere kadar geniş bir alanda yaygınlaşan gilaburu, hem ekonomik getirisi hem de işlenmiş ürünlerdeki katma değer potansiyeliyle yeni bir yatırım trendinin merkezine oturdu. Üreticiler, bu meyvenin özellikle son 5 yılda pazarını katlayarak büyüttüğünü, tüketici talebinin ise her sezon daha da arttığını belirtiyor.
Zorlu İklimlerde Bile Yüksek Verim
Gilaburu, çalı formunda gelişen ve her yıl yeni sürgünler vererek çoğalan bir bitki olduğu için, dikimden sonraki her sezonda hasat miktarını artırıyor. İlk yıllarda fidan başına 20–25 kilogram arasında meyve alınırken, olgun dönemde bu rakam 60 kilonun üzerine çıkabiliyor. Bu verim, özellikle su kaynaklarının azaldığı bölgelerde ekonomik açıdan büyük bir avantaj sağlıyor.
Kayseri başta olmak üzere İç Anadolu’da geniş bir yayılım gösteren gilaburu, güçlü kök yapısı sayesinde kurak dönemlerde bile meyve kalitesini koruyabiliyor. Bu özelliği, üreticilerin son yıllarda “en risksiz tarımsal yatırım” tanımını sıkça kullanmasına neden oldu. Bazı üreticilerin, sadece birkaç yıllık gelirle ev veya araç sahibi olabildiklerini aktarması, meyvenin ekonomik etkisini ortaya koyuyor.
Meyvenin perakende kilogram fiyatının 300–325 TL seviyesinde seyretmesi, şurup, marmelat ve konsantre gibi işlenmiş ürünlerde ise çok daha yüksek bir kar marjı oluşması, gilaburuyu Türkiye’nin en kârlı tarımsal ürünlerinden biri haline getiriyor.
Sağlık Etkileri
Gilaburu yalnızca ekonomik getirisiyle değil, sahip olduğu zengin besin profili sayesinde sağlık alanında da yoğun ilgi görüyor. Yüksek antioksidan kapasitesi, C ve E vitamini zenginliği, fenolik bileşikler, antosiyaninler ve flavonoidler içermesi, son yıllarda akademik çalışmaların da odağı haline gelmesine yol açtı.
Meyvenin özellikle böbrek taşı oluşumunu azaltıcı etkisi, rahim kaslarını gevşeterek adet sancılarını hafifletmesi, bağışıklığı güçlendirmesi ve iltihap kurutucu özellikler göstermesi, tüketici talebini doğrudan artıran faktörler arasında yer alıyor.
Ayrıca gilaburunun anti-aging etkilerinden gaz giderici özelliklerine, kan dolaşımını desteklemesinden kolesterol dengesi üzerindeki olumlu etkilerine kadar pek çok alanda fayda sunduğu belirtiliyor. Gilaburu suyu, geleneksel tıpta uzun yıllardır kullanılan bir içecek olmasının yanı sıra, modern beslenme trendlerinde de yer edinmeye başlamış durumda.
Türkiye’de artan talep, dünya genelinde eski ve yeni süper gıdalar arasında gösterilen meyvelere olan ilginin bir yansıması olarak değerlendiriliyor.















