Türkiye’de uzun süredir tartışılan idari yapılanma yeniden gündemin merkezine yerleşmiş durumda. Son il statüsü verilen Düzce’nin 1999 yılında resmen ilan edilmesinin üzerinden 26 yıl geçti. Bu uzun süre boyunca idari haritada herhangi bir değişiklik yapılmaması, özellikle nüfusu hızla artan ve ekonomik hacmi illerle yarışan bazı büyük ilçelerde beklentiyi daha da yükseltti.
Uzmanlara göre il sayısının 100’e çıkarılması tartışmaları yeniden alevlenirken, bu değişikliğin hem bölgesel kalkınmayı hızlandırması hem de yönetim yükünü azaltması açısından kritik bir adım olacağı yorumları yapılıyor. Türkiye’nin farklı bölgelerinde yıllardır “il olma” talebini dillendiren pek çok ilçe bulunsa da, son değerlendirmelerde öne çıkan beş aday özellikle dikkat çekiyor.
Yeni Liste Genişledi
İl olma potansiyeli taşıyan bölgelerin sayısı, yapılan son analizlerle birlikte belirgin biçimde yükseldi. Resmi nüfus verileri, ekonomik büyüklük, coğrafi konum, ulaşım imkânları ve bölgesel işlevsellik dikkate alınarak hazırlanan yeni listede, daha önce öne çıkan bölgelerin yanına beş güçlü aday daha eklendi. Böylece kriterleri büyük ölçüde karşılayan ilçe sayısı 24’e ulaşmış durumda. Bu yeni eklenen adaylar arasında Alanya, Bandırma, Edremit, Fethiye ve Nazilli gibi hem sosyo-ekonomik yapısıyla güçlü hem de coğrafi olarak merkezden uzak konumlarıyla il statüsünü destekleyen bölgeler yer alıyor.
Bu ilçelerin çoğunda nüfus, uzun zamandır illerle yarışacak seviyeye ulaşmış durumda. Turizm gelirlerinin yüksekliği, tarımsal üretim kapasitesi, sanayi altyapısının gelişmiş olması ve ulusal ulaşım ağlarına entegre olabilmeleri, onları diğer adaylardan ayrıştırıyor. Uzmanlara göre bu bölgelerin il yapılması, bağlı bulundukları illerin hem idari hem ekonomik yükünü hafifletecek, aynı zamanda yerel yönetimlerin karar alma süreçlerini hızlandıracak.
En Güçlü Beş Aday
Yeni listenin en dikkat çeken adayı olan Alanya, 360 bine yaklaşan nüfusu, uluslararası turizm hacmi, limanı, marina yapısı ve yıl boyunca süren yoğun ekonomik hareketiyle birçok ilden daha büyük bir yapıya sahip. İl merkezine uzaklığı ve kendi içinde tam teşekküllü bir yönetim ağı kurabilmesi, Alanya’yı listenin tepesine yerleştiriyor.
Bandırma, Marmara Denizi kıyısındaki stratejik konumuyla bölgesel ticaretin merkezlerinden biri. Limanı, sanayi tesisleri, üniversitesi ve ulaşım hatlarıyla bütünleşik yapısı, Bandırma’yı hem ekonomik hem idari açıdan bağımsız bir il modellenmesine en uygun ilçelerden biri haline getiriyor.
Edremit, Kazdağları’nın verimli eteklerinde kurulu olan ekonomik yapısıyla öne çıkıyor. Zeytincilik, turizm potansiyeli, termal kaynaklar ve yazlık nüfusun yoğunluğu, il olma kriterlerinin hemen hepsini karşılıyor.
Fethiye, dünya çapında bilinen turizm destinasyonları, marinaları, doğa sporları merkezleri ve geniş yüzölçümüyle Muğla’nın en bağımsız işleyen ilçesi konumunda. Uzmanlara göre Fethiye’nin il yapılması, Ege-Akdeniz geçiş hattında yeni bir bölgesel yönetim merkezi oluşturabilir.
Nazilli ise Ege Bölgesi’nin en önemli tarımsal üretim merkezlerinden biri olarak öne çıkıyor. Sanayi alanları, güçlü ticaret geleneği ve yoğun nüfusuyla il yapılması beklenen ilçelerin başında geliyor.
Tüm bu ilçelerin ortak özelliği, ekonomik olarak kendi kendine yetebilmeleri, yüksek nüfusa sahip olmaları ve idari merkezden uzaklıkları nedeniyle “il statüsü” için uygun görülmeleri.
Kararı Belirleyecek Unsur Yalnızca Nüfus Değil
Türkiye’de il sayısının 100’e çıkarılması yönündeki çağrıların başında gelen isimlerden biri ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli. Daha önce yaptığı açıklamada “Yeni yüzyılda 100 il, 1000 ilçeden oluşan güçlü bir Türkiye’yi inşa etmemiz mümkündür” ifadelerini kullanması, yerel yönetim tartışmalarını hızla ulusal gündemin ön sıralarına taşımıştı. Siyasi çevrelere göre, bu talep seçim dönemlerinde yeniden masaya yatırılabilir ve TBMM’de yapılacak yeni yasal düzenlemelerle il haritasında uzun yıllar sonra ilk büyük değişim gerçekleşebilir.
Uzmanlar, bu süreçte yalnızca nüfusun değil, ekonomik gücün, coğrafi konumun, yerel talebin ve merkezi yönetimin stratejik planlamalarının da belirleyici olacağını vurguluyor. Tartışmalar sürerken, il olma potansiyeli taşıyan ilçelerin hem beklentisi artıyor hem de kamuoyu bu belirsizliğin nasıl sonuçlanacağını yakından takip ediyor.



















