Türkiye İstatistik Kurumu’nun son verileri, ülkenin demografik haritasında dikkat çekici bir değişime işaret ediyor. İç Anadolu’nun merkezinde yer alan Yozgat, 2024 yılı itibarıyla Türkiye’nin en fazla göç veren ili olarak kayıtlara geçti. Kent, son yıllarda hızlanan göç hareketleri sonucunda nüfusunun yüzde 39,5’ini kaybederek 413 bin 161 kişiye geriledi. Uzmanlara göre bu durum yalnızca ekonomik değil, sosyal ve tarihsel bir birikimin sonucu.
İş, eğitim ve sağlık hizmetlerindeki yetersizlik, genç nüfusun büyük şehirlere yönelmesine neden olurken; geçmişten bu yana süregelen gurbetçilik geleneği de göç zincirlerini daha da güçlendiriyor.
Yozgat Bozok Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mümtaz Levent Akkol’un değerlendirmeleri, kentin göç sorununu yalnızca bugünün meselesi olarak görmenin eksik bir yaklaşım olacağını gösteriyor. Ona göre göç bir kez başladığında süreklilik kazanıyor ve özellikle çekici merkezlerin cazibesi arttıkça hızlanıyor. Yozgat’ın Kayseri, Ankara ve Samsun gibi güçlü ekonomik merkezlere yakın konumu da göçün yönünü belirleyen önemli bir faktör olarak öne çıkıyor.
Süregelen Göç Döngüsü
Göç araştırmaları üzerine çalışan Doç. Dr. Akkol, Yozgat’ın uzun yıllara dayanan bir göç hikâyesine sahip olduğunu vurguluyor. Kentten hem yurt içine hem de yurt dışına yapılan göçlerin köklü bir geçmişe sahip olduğunu belirten Akkol, gurbetçi nüfusun da bu tabloya dahil edilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Ona göre göçün temel dinamikleri, zaman içinde değişse de hareketin devam etmesini sağlayan ağlar hiç kaybolmuyor.
Akkol’un dikkat çektiği örnekler arasında öncü göçmenlerin oluşturduğu dayanışma bağları da bulunuyor. Yurt dışında işçi olarak bulunan kişilerin ailelerini ve çevrelerini yanlarına çağırması, yurt içinde ise büyük şehirlerde yaşayan hemşerilerin yeni gelenlere iş ve barınma desteği sunması, göçün sürekliliğini artıran unsurlar arasında yer alıyor. Bu nedenle Yozgat’ın göç oranlarının yüksek çıkması sürpriz olarak görülmüyor.
İmkân Eşitsizliği Göçü Tetikliyor
Yozgat’ın göç vermesindeki en belirgin nedenler arasında iş olanaklarının kısıtlılığı bulunuyor. Kentte sanayi yatırımlarının geçmiş yıllarda sınırlı kalması, gençlerin istihdam için çevre illere yönelmesine neden oldu. Eğitim ve sağlık imkânlarının uzun süre yetersiz olması da göçün devam etmesine zemin hazırladı.
Bununla birlikte son yıllarda yapılan yatırımlar, özellikle yükseköğretim ve sağlık alanında kentin kapasitesini artırmış durumda. Bozok Üniversitesi’nin büyümesi, şehirdeki devlet ve üniversite hastanelerinin güçlendirilmesi, mevcut göç döngüsünü yavaşlatabilecek unsurlar olarak değerlendiriliyor. Ancak uzmanlara göre kalıcı çözüm için üretim ve sanayi alanlarında daha büyük adımlar atılması gerekiyor.
Yozgat’ın coğrafi konumunun hem avantaj hem dezavantaj yarattığını belirten Akkol, güçlü merkezlere yakınlığın göçü hızlandırdığını, ancak aynı zamanda doğru yatırımlarla kenti cazibe merkezi haline getirebileceğini ifade ediyor.
Göç eğiliminin önümüzdeki yıllarda nasıl şekilleneceği, Yozgat’ın iş gücü, eğitim kapasitesi ve sosyal hizmet alanlarında atacağı adımlara bağlı olarak değişecek. Türkiye’nin en fazla göç veren kenti unvanını taşıyan Yozgat, atılacak stratejik adımlarla bu döngüyü tersine çevirme potansiyeline sahip.















